Yazılımcıların yaptığı 7 kişisel gelişim hatası

Kişisel gelişim, günümüz dijital dünyasında çalışan yazılımcılar için çok önemli bir konu olmaya devam ediyor. Kendini geliştiren bireyler her zaman bir adım önde olacaktır. Bu yüzden de sizlere bizzat kendi kariyerimde yaptığım kişisel gelişim hatalarından ve bunları farkedip bulduğum çözümlerden bahsetmek istiyorum. Amacım kariyerine yeni başlayan veya yıllardır bu mesleği yapan siz yazılımcılar için kendi tecrübelerimi paylaşmak ve sizlere kariyerlerinizde bir nebze de olsun dikkat etmeniz gereken hususların önemini anlatmak. Zamanımız çok değerli ve bu zamanımızı en etkili şekilde dolu dolu kullanmamız gerekiyor.

Sadece teknik konularda kendini geliştirmek

Yazılımcı olarak işinizde çok iyi olabilirsiniz ve belki de teknik konularda sizin kadar iyi bilen başka biri yoktur çalıştığınız şirkette. Acaba sadece bu, kariyer gelişiminiz için yeterli mi? Ne yazıkki değil.

İletişim becerileri son yıllarda hiç olmadığı kadar önemli bir hale geldi. Pandeminin zorunlu olarak getirdiği evden çalışma prensibinden, şirketler yavaş yavaş tekrar ofise dönüş yapma eğiliminde olsa da, artık hiç bir şeyin eskisi gibi olmadığı aşikâr. Bu demek oluyor ki kısmi de olsa evden çalışmaya devam edeceğiz. Bu evden çalışma sürecinde iletişim becerilerinin ne kadar önemli olduğu herkes tarafından görüldü. Çünkü ekranda ne vücut dilinizi kullanabiliyorsunuz ne de mimiklerinizi tam olarak gösterebiliyorsunuz. Bu durumda sadece sizin sözel yeteneğinize kalıyor her şey.

Şirketler kendine güveni olan, kendini iyi ifade eden, konuyu karşı tarafa anlaşılır şekilde geçirebilen, anlatılan şeyleri iyi dinleyerek çıkarımlar yapan insanları, her zaman diğer teknik olarak en az aynı seviyede olup ta, iletişimi zayıf olan insanlardan daha değerli görür.

Şayet ben junior seviyede birini işe alırken dikkat ettiğim en önemli yetenek iletişim becerilerini nasıl kullandığıdır. Tecrübeleri diğerlerinden az olsun önemli değil, bana kendine güvendiğini, zeki olduğunu ve yeni şeyler öğrenebileceğini göstersin benim için yeterli. Başka bir aday teknik olarak daha iyi olsa dahi, iletişimi iyi olmayınca çok zorunlu olmadığım sürece tercih etmem.

Soru sormaya çekinmek – pasif kalmak

Hiç şöyle bir şey başınızdan geçti mi? Toplantıda konuşulan konu hakkında bir yeri anlamadığınız zaman, soru sormaya veya anlamadım demeye çekinip anlamış gibi gözüktünüz mü hiç? Eminim yaşamışsınızdır ya da belki yaşayacaksınız. Ben bunu kariyerimin başlarında çokça yaşadım 🙂

Böyle durumlarda insanın aklına bir çok şey gelir, mesela:

  • Ya çok saçma bir soru sorarsam?
  • Ya beni söylediğim şey için ayıplarlarsa?
  • Acaba çok mu aptal görünürüm?
  • Ya “deminden beri anlatıyoruz neden dinlemiyorsun” tavrını takınırlarsa?

Şimdilik benim aklıma gelenler bunlar, belki siz de böyle bir durum yaşamışsınızdır ve yorumlarda paylaşmak istersiniz?

Daha sonradan bizzat yaşayarak öğrendim ki, asıl soru sormayınca ve pasif kaldığımda negatif bir görüntü veriyorum oradakilere. Bilinmelidir ki, o toplantıya katılanlar birbirlerine soru sorarak en doğru cevapları bulmak için oradalar. Sorular cevapları, cevaplar da yeni soruları doğurur.

Bu yüzden size tavsiyem kendinize güvenin ve bilin ki kimse sizi ayıplamaz, bilakis taktir edilirsiniz ve karşı tarafa tavrınız ile şu cevabı verirsiniz: “Sizi dinliyorum, değer veriyorum ve sizinle beraber düşünüyorum”. O yüzden “ya ben anlamadım biraz daha açar mısınız?” demek hiç te ayıp değil 🙂

Devamlı sessiz kalırsanız bu sefer varlığınızla yokluğunuz bir olur.

Takım çalışması yerine bireysel takılmak

Yazılım geliştirmek bir takım işidir ve o takımda bulunan farklı rolleri almış bireyler, belirlenen ortak hedefe en başarılı şekilde ulaşmak için hep beraber çalışırlar. Bu takımda her birey değerlidir ve görevini en güzel şekilde yapmak için uğraş verir. Çünkü hem diğer takım arkadaşlarına hem de çalıştığı projeye karşı sorumlulukları vardır.

Bu yüzdendir ki işe alımlarda en çok bakılan kriterlerden biri kişinin ne derece takıma uyum sağlayabileceğidir. Takım ortamına rahat bir şekilde katılabilecek ve takım ruhuna uygun olacak. Aksi taktirde anlaşmazlıklar olur ve takım içinde huzursuzluklar başlar.

Ben bir keresinde teknik lideri olduğum takımda biriyle sorun yaşamıştım. Takım olarak aldığımız kararlara uymuyordu ve kendi başına iş yapıyordu. Toplantılara hep laptopuyla katılır ve çalışırdı. İkaz etsek te hiç aldırmaz devam ederdi. Bir keresinde toplantıya canı istemediği için katılmamıştı. İşte böyle biri takım içindeki herkes için huzursuzluk kaynağıdır.

Bir takımda çalışıyorsanız hep beraber birbirinize yardım ederek bir şeyleri yapmak gerekir. Kimseden tek başına dünyayı kurtarması beklenmez ve siz de kendinizden böyle bir şeyi beklemeyin ve de yapmayın.

Unutmadan şöyle bir anımı da paylaşmak istiyorum. Yaptığım bir iş görüşmesinden olumsuz cevap almıştım. Yazılım uzmanı pozisyonu içindi. Bunun nedeni de çok komikti 🙂 Takıma uyum sağlayamayacağım söylendi bana daha sonra. Teknik olarak diğer 2 adaydan daha iyi olsam da.

O gün iş görüşmesine jilet gibi tam takım kıravat giyip gitmiştim. Görüşme odasında benimle bulunanlar şunlardı; şirketin bölüm görevlisi, takım lideri, takım çalışanı ve insan kaynakları. Ve evet odada tek takım elbise giyen bendim 🙂 Diğer herkes günlük tarz şeklinde spor kıyafet giyinmişlerdi. Hatta birinin ayağında şort vardı. Odaya ilk girdiğimde bana şaşkın şaşkın bakıyorlardı, o anı hiç unutamam 🙂

Feedback (geri bildirim) almayı sevmemek – sinirlenmek ve kişisel algılamak

Takım üyeleri kendi içlerinde takım olarak beraber çalışma şeklini devamlı iyileştirmek için belli başlı retrospective veya feedback (geri bildirim) toplantıları yaparlar. Bunun amacı takım içerisinde ki muhtemel sorunları ortaya çıkarmak, bunlara çözümler bulmak ve bulunan çözümlerin doğru bir şekilde hayata geçirildiğini takip etmektir.

Böyle toplantılarda takım üyeleri kendi aralarında olan ve iyileşmesini istediği anlaşmazlıkları birbirlerine açık bir şekilde söylerler. Mesela seninle yaşadığı bir tecrübe hakkında sana geri bildirim verme gibi. Ya da bu geri bildirim üst düzey bir yöneticiden, takım liderinden veya takım arkadaşlarından toplantı dışında da gelebilir.

Böyle durumlarda yapacağınız en kötü şey gardınızı alıp direk savunmaya geçmenizdir. Çünkü söylenen şey sizin egonuza dokunmuş ve bunu kişisel algılamışsınızdır. Bu durumda artık karşı tarafı dinlemezsiniz ve sadece söyleyecek sözlerinize odaklanmışsınızdır. Çünkü siz kesinlikle suçlu değilsinizdir ve bunu söyleyen size haksızlık ediyordur. Tabiki bazen haksız yere aldığınız geri bildirimler de olabilir.

Böyle durumlarda en sağlıklısı söylenen feedbacki iyi bir şekilde anlamak için sorular sormak. Neyin kast edildiğini tam anladıktan sonra kendinize dönüp böyle bir şeyin olup olmadığını düşünmek. Bunun akabinde ya o an, ya da daha sonra bu feedback hakkında dönüş yapmak.

Şunu unutmayın, siz kendinizi kendi gözünüzden göremezsiniz, yaptığınız hatalı davranışları her zaman kendiniz farkedemezsiniz. Eğer size devamlı “harikasın” “süpersin” diye övgülerle gelinirse, bilin ki kendinizi asla olması gerektiği gibi geliştiremezsiniz. Kritik edici geri bildirimler bu yüzden çok değerlidir, bir nevi size ayna tutar. O yüzden bu geri bildirimleri fırsat bilin ve pozitif şekilde alın.

Artık kendimi geliştirmeye gerek yok

Her ne kadar bu, yeni başlayanlar için geçerli olmasa da, bu meslekte yıllarını geçirip belli bir mesleki dolgunluk seviyesine ulaşan ve bunun ile beraber sosyal hayatında olan değişikliklerin de (mesela evlilik, çocuk gibi) etki ettiği bazı yazılımcılarda, artık bir yeterlilik hissi oluşmaya başlar. Bu his sonraları, kendi tecrübesine duyduğu güvenle beraber, “ben her şeyi biliyorum, artık kendimi geliştirmeye gerek yok” düşüncesine evrimleşir.

Dikkat edilmezse, bu düşünce kişinin kariyerinde bir kartopu etkisi yaratarak büyük bir yıkıma neden olabilir. Eskiden mesleği hakkında blog yazıları ve makaleler okur, etkinliklere konferanslara gider, yeni şeyler öğrenmek için kurslara katılır, popüler sertifikalara çalışır iken, yavaş yavaş bunlardan uzaklaşarak kendini geliştirme açısından daha yatay bir çizgi izlemeye başlar. Ve bu uzak kalma süreci ne kadar uzarsa geri dönüş te o kadar zor ve sancılı olur.

Malumunuz, yazılımcı olmak demek devamlı kendini geliştirmek demektir. Sektör o kadar geniş ve alabildiğine yeni teknolojiler ve kullanma alanları ortaya çıkıyor ki, bu dijital dünyada ayakta kalabilmek için yeni konuları takip etmek ve popüler konular hakkında belki uzmanlık seviyesinde olmasa da, biraz konuşabilecek seviyeye gelmek gerek.

İş – Hayat dengesini tutturamamak

Kısaca bunun anlamı şudur; “İşi işte bırakmak eve getirmemek, evi de evde bırakmak işe götürmemek”. 🙂

Her işyerinde belli başlı zamanlarda işlerin yetişmesi için fazla mesai yapmak veya hafta sonu da çalışmak gibi durumlar olabilir. Bunlar çok nadir olduğu müddetçe pek bir sorun yoktur. Fakat eğer bu durum artık günlük bir rutin haline gelirse, kişinin tüm enerjisini emen bir girdap haline döner ve verimsiz ve mutsuz insanlar üretir.

Benim kastettiğim bu değil, ben daha çok hiç bir zorunluluk olmadan kendi isteğiyle eve iş getiren ve bunu normalleştirenlerden bahsediyorum.

Kariyerinizin ilk başlarında bu durum çok doğaldır, çünkü kendinizi geliştirmeniz ve göstermeniz gerek ve bu uğurda devamlı yeni şeyler öğrenmenizin size çok büyük katkısı olacaktır. Tabiki burada da fazla abartmamak gerek, ben gencim bir şey olmaz düşüncesi sizi “burn out” durumları ile karşı karşıya getirebilir.

Sağlıklı ve mutlu bir yaşam için iş sona erdiğinde kafanızda da bitirip evinize ve hayatınıza devam etmek gerekir. Unutmayın ki işiniz sizin hayatınızdan, ailenizden ve sağlığınızdan önemli değil.

Her şeyi aynı anda öğrenmeye çalışmak

Bir yazılımcının yaşamak isteyebileceği en güzel zamanlarda yaşıyoruz. Sektörde o kadar çok güzel teknikler, araçlar, servisler ve teknolojiler var ki hepsini öğrenmek istiyoruz. Bir de bu teknolojileri öğreneceğimiz kaynakların çoğu bedava. Youtube içinde milyonlarca teknoloji videoları var ve bunların arasında oldukça çok türkçe kaynak var. Kendi youtube kanalımda da türkçe olarak bir çok yazılım konusunda videolar paylaşmaktayım bakabilirsiniz.

Ama ne yazık ki zamanımız kısıtlı ve istediğimiz her şeyi öğrenemeyiz. Aralarında bir seçim yapmamız gerekiyor. İşte ilk hatayı burada yapmaya başlıyoruz. Bir şeye odaklanmak yerine birden fazla şeyi listemize katıyoruz. Başta 2-3 şeyi aynı anda öğrenmek pek zor gibi görünmese de, zamanla bu sizi o kadar yormaya başlıyor ki motivasyonunuzu hızlı bir şekilde kaybetmenize yol açıyor. Bundan sonra da bir anda hepsini bırakıyorsunuz ve artık hevesiniz gitmiş oluyor.

En doğrusu bir şeye odaklanmak ve tüm enerjinizi ona vermek. Bu bir şeyi öğrenirken de planlı gitmek ve bir anda her şeyi kısa bir zaman içine sıkıştırmamak. Aksi taktirde yine bunalmaya başlarsınız.

Hadi diyelim tek bir şey seçtiniz ve başladınız. İşte yapılan diğer bir hata ise, başladıktan sonra dikkatinizin dağılması. Tüm dikkatinizi bu tek şeye vermek yerine, ara sıra kaçamaklar yapıp başka konular hakkında da küçük küçük araştırma yapmaya başlarsınız. Bu belki çok masum bir hareket gibi görünebilir, fakat bu sizin odağınızın kaymasına neden oluyor ve az önce anlattığım hataya tekrar düşüyorsunuz. Yine birden fazla şeyi aynı anda öğrenmeye başlıyorsunuz.

Disiplin çok önemli, sabredin, amacınıza ulaşmak istiyorsanız dikkatinizi ve enerjinizi tek bir şeye vermeye çalışın. Diğer öğrenmek istediklerinizi bunu bitirdikten sonra yaparsınız.

Eğer bu hataları tekrar tekrar yapmaya devam ederseniz ne yazık ki benim de önceleri yaptığım gibi, günün sonunda her şey yarım kalıyor, günlerinizi ve haftalarınızı heba etmiş oluyorsunuz, ve sizde de moral bozukluğu ve motivasyon kaybı yaşatıyor.

Sonuç

Mesleki gelişim çok önemli fakat ondan da daha değerli olan kişisel gelişimdir. Kişisel gelişimine önem veren bir birey hem iş hayatında hem de özel hayatında bu kazanımlarını kullanabilir ve daha başarılı bir yazılımcı olmanın yanında daha iyi bir insan olabilir.

Yorumlarda siz de kendi kariyerinizde yaptığınız hataları ve öğrendiklerinizi paylaşmak istersiniz belki.

Yazılım konuları ve teknolojileri hakkında kendinizi geliştirmek istiyorsanız Youtube kanalıma bir göz atmayı ve üye olmayı unutmayın.

Ayrıca yeni yazılarımdan haberdar olmak isterseniz Newsletter (E-Bülten) kayıt olabilirsiniz.

Related Posts

Leave a Reply

My New Stories

Veri Tabanı Teknolojileri: NoSQL ve SQL
Nasıl yazılımcı olurum
Yazılımcıların yaptığı 7 kişisel gelişim hatası